MİRAS HUKUKUNDA MİRAS ORTAKLIĞI VE MİRASIN PAYLAŞTIRILMASI

Miras bırakanın birden fazla mirasçısı varsa, miras paylaştırılıncaya kadar bu mirasçıların kanun hükmü gereği oluşturduğu kendine özgü topluluğa MİRAS ORTAKLIĞI adı verilir. Bu ortaklığın terekeye dahil malvarlığı değerleri üzerindeki mülkiyet hakkı, mirasın paylaştırılması tamamlanıncaya kadar ELBİRLİĞİ MÜLKİYET(ELBİRLİĞİYLE HAK SAHİPLİĞİ)’dir.  Dolayısıyla miras paylaştırılıncaya kadar mirasçılar terekeyi kanun hükümleri çerçevesinde hep birlikte yönetir.

Miras ortaklığının tüzel kişiliği olmadığından ortaklık olarak dava ehliyeti yoktur ve dolayısıyla miras ortaklığına karşı bir dava açılacaksa bu dava tüm mirasçılara karşı açılmadır. Eğer miras ortaklığı dava açacaksa bu durumda davanın tüm mirasçılar tarafından açılması gerekir. Zira tüm mirasçılar elbirliği ile maliktir. Miras ortaklığına temsilci veya vasiyeti yerine getirme görevlisi atanmışsa dava temsilci veya vasiyeti yerine getirme görevlisi tarafından açılabilir.

Miras Ortaklığının Özellikleri

  1. Miras ortaklığının tüzel kişiliği yoktur. Miras ortaklığının tüzel kişiliği olmadığı için miras ortaklığı gösterilerek dava açılamaz. Dava açılırken dava her bir mirasçıya yöneltilmelidir.
  2. Miras ortaklığı kanundan doğar.
  3. Miras ortaklığı geçici nitelik taşır. Mirasın paylaştırılması ile miras ortaklığı sona erer. Mirasçılar paylı mülkiyete geçilmesini istediği zamanda miras ortaklığı sona erecektir.

Kural olarak elbirliğiyle mülkiyet söz konusu olduğu için mirasçıların terekeye dahil malvarlığı değerlerine ilişkin tüm işlemleri kural olarak hep birlikte yapmaları gerekir. Örneğin bir mirasçı veraset ilamına alarak bankaya gidip kendi payının kendisine verilmesini isteyemez ve banka memuru da bu işlemi yapmamalıdır. Zira diğer mirasçıların da onayı alınmalıdır.

Mirasçıların kural olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekirken bu her durumda mümkün olmayabilir. Örneğin bir mirasçı yurt dışında yaşıyor olabilir veya sayı fazla olabilir ve böyle bir durumda hep birlikte toplanıp bankaya gitmeleri pratik  değildir. Dolayısıyla mirasçılar böyle bir durumda elbirliğiyle terekeye bir TEMSİLCİ atayabilirler veya temsilci konusunda anlaşamıyorlarsa Sulh Hukuk Mahkemesinden terekeye bir temsilci atanmasını talep edebilirler. Temsilci mirasçılar arasından biri seçilerek atanabileceği gibi üçüncü bir kişi de atanabilir. Terekeye bir temsilci atanmışsa miras ortaklığı adına işlemleri o yapar. Ancak miras bırakan vasiyeti yerine getirme görevlisi atadığı hallerde artık temsilci atanmasına gerek yoktur. Zira vasiyeti yerine getirme görevlisi terekeye ilişkin tüm iş ve işlemleri yapar. Dolayısıyla ayrıca bir temsilci atanmasına ihtiyaç yoktur.

Her ne kadar kural, mirasçıları terekeye ilişkin iş ve işlemlerin hep birlikte yapmaları olsa da elbirliğiyle hak sahipliğine dahil bir mal veya hakkın korunmasına yönelik zorunlu ve ivedi işlemleri her mirasçı temsil yetkisi verilmesine gerek olmaksızın tek başına yapabilir. Örneğin bir zamanaşımını kesmek için bir davanın açılması gerektiğinde mirasçı tek başına hareket edebilir.

Mirasçılar tereke borçları dolayısıyla elbirliğiyle değil MÜTESELSİL SORUMLUDURLAR (TMK Md. 641). Mirasçılar tereke borçlarından şahsen ve tüm malvarlıklarıyla sorumludurlar. Dolayısıyla alacaklı, alacağı için istediği mirasçıya başvurabilir. Yasal mirasçı sadece kendi payı kadar sorumlu olduğunu alacaklıya ileri süremez. Yasal mirasçı tamamını ödedikten sonra iç ilişkide diğer mirasçılara yasal miras payları oranında rücu eder. Kendi yasal miras payından fazlasını ödemek zorunda kalan her mirasçı diğer yasal mirasçılara iç ilişkide ki payları oranında rücu etme imkanına sahiptir.

Tereke borçlarından müteselsil olarak sorumlu olmanın bir istisnası vardır o da VERGİ BORÇLARI’dır.  Vergi borçlarından her mirasçı yasal miras payı oranında sorumludur.

Mirasçıların tereke borçlarından müteselsil sorumluluğu kanun hüküm gereği mirasın paylaşılmasından sonra da 5 yıl devam eder.

Her mirasçı miras paylaşılmasından önce miras bırakanın borçlarının ödenmesini veya teminata bağlanmasını koruma tedbiri olarak talep edebilir. Örneğin, mirasçılar anlaşarak önce borçları ödeyip sonra mirası paylaştırabilirler. Veya isterlerse hem borçları hem terekedeki malvarlıklarını yasal miras payları oranında paylaştırabilirler. Ancak yasal mirasçılardan biri bile önce borçların ödenmeden paylaşmaya geçilmemesini talep ederse diğer mirasçılar buna uymak zorundadır ve önce borçlar ödenir sonra yasal tasfiyeye geçilir.

Miras Payının Devri

  1. Açılmamış Miras Payının Devri:

Miras bırakan henüz yaşarken mirasçının ileride doğacak müstakbel miras payını devretmesi, miras bırakanın katılımı veya onayıyla gereçli kabul edilmiştir (TMK md. 678). Bu devir bir üçüncü kişiye yapılabileceği gibi bir diğer mirasçı lehine de yapılabilir.

Miras payının devrinin ne şekilde yapılacağına dair kanunda bir hüküm yoktur. Ancak TMK md. 678 de açılmış miras payının devrinin şekli düzenlenmiştir. Bu hükme göre başka bir yasal mirasçıya devir yapılıyorsa adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir. Ancak 3. Kişi lehine bir devir yapılıyorsa bu takdirde noterde düzenleme şeklinde yapılmalıdır. Açılmış miras payının devrine ilişkin bu hüküm kıyasen açılmamış miras payının devrine de uygulanmaktadır. Dolayısıyla mirasçı henüz açılmamış olan miras payını miras bırakan yaşarken bir başka yasal mirasçıya devrediyorsa bunu adı yazılı şekilde yapması gerekir. Ancak bir üçüncü kişiye devrediyorsa bu takdirde noterde düzenleme şeklinde yapması gerekir. Bu her iki şekilde de işlemin geçerli olabilmesi için miras bırakanın bu işlemlere katılması gerekir. Miras bırakan baştan işleme katılabileceği gibi sonradan da onay vererek işlemi geçerli hale getirebilir.

Yasal mirasçı miras bırakan öldüğünde herhangi bir işleme gerek olmaksızın külli halefiyet ilkesi gereğince miras payı üzerinde kanun hükmü gereği kendiliğinden malik olur. Buna da ayni devir denir. Yani yasal mirasçı miras bırakanın ölümüyle ayni hak sahibi olur yapılan diğer işlemler açıklayıcı niteliktedir. Miras hukukunda yasal mirasçılara gerçekleşen devir ayni devirdir. Açılmamış miras payının devrinde devir ister yasal mirasçıya ister üçüncü kişiye yapılmış olsun fark etmez sahip olunan hak her zaman için sözleşmeden doğan bir alacak hakkıdır(Nispi haktır). Ayni hak sahibi olunmaz. Her zaman sözleşmeden doğan bir alacak hakkı söz konusu olur. Devralan kişi devreden yasal mirasçıya karşı devir sözleşmesinden doğan alacak hakkını ileri sürecek yerine getirilmemesi halinde borçların ifa edilmemesine ilişkin hükümler çerçevesinde hareket edilecektir.

  1. Açılmış Miras Payının Devri:

Mirasın açılmasından sonra ancak paylaştırmadan önce ki dönemde kanun hükmü gereği paylaştırma neticesinde kendisine düşecek miras hissesini bir diğer yasal mirasçıya veya bir üçüncü kişiye devredebilir. TMK md. 678 de açılmış miras payının devrinin şekli düzenlenmiştir. Bu hükme göre başka bir yasal mirasçıya devir yapılıyorsa adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir. Ancak 3. Kişi lehine bir devir yapılıyorsa bu takdirde noterde düzenleme şeklinde yapılmalıdır. Üçüncü bir kişiye açılmış miras payının devri yapılıyorsa bu devir ayni bir devir değildir. Devralan üçüncü kişi devreden mirasçıya karşı her zaman devir sözleşmesinden doğan alacak hakkına sahiptir. Devreden mirasçı devir işlemini yapana kadar mirasçı sıfatını korumaya devam eder. Ancak paylaştırma yapıldıktan sonra devreden mirasçı kendisine düşen payı devralana devretme borcu altınadır. Devretmemesi halinde TBK’nın borca aykırılık hükümleri uygulanır. Ancak açılmış miras payının devrinde miras payının devreden yasal mirasçı miras payının tamamını veya bir kısmını bir başka yasal mirasçıya devrettiğinde bu devir sözleşmesi ayni etkilidir. Yasal mirasçı payının bir kısmını devrediyorsa payı o oranda azalır tamamını devrediyorsa mirasçı sıfatını kaybeder.

Miras Ortaklığını Sona Erdiren Haller

Miras ortaklığını sona erdiren ilk durum mirasın paylaştırılmasıdır. Mirasın paylaştırılması ile birlikte miras ortaklığı sona ermektedir. Miras ortaklığının sona erdirilmesinin ikinci yöntemi ise paylı mülkiyete geçilmesidir. Miras ortaklığını sona erdiren üçüncü hal ise ortaklığın aile bağları ortaklığına dönüştürülmesidir.

Mirasın Paylaştırılmasının Geciktirilmesi

Mirasın paylaştırılması her zaman talep edilebilir ancak bazı hallerde mirasın paylaştırılması geciktirilebilir. Örneğin,

  • Mirasçılar arasında cenin varsa mirasın paylaştırılması doğuma kadar bekletilir.
  • Mirasın paylaştırılması için hak sahiplerinin bilinmesi gerektiğinden açılmış iptal vb. davaların sona ermesi beklenir. Örneğin bir kimse ÖBT(Ölüme Bağlı Tasarruf) ile mirasçı olarak atanmış ancak o ÖBT’nin iptali için dava açılmışsa davanın sonuçlanması beklenmelidir. Zira ÖBT iptal edilerek atanan mirasçı, mirasçı sıfatını kaybedebilir.
  • Tereke mallarının değerinde önemli bir eksiklik meydana gelecekse kanun hükmü gereği hâkim kararı ile paylaştırma geciktirilebilir.

Not: Tarımsal işletme gündemde ise buna ilişkin özel kanunda paylaştırmaya ilişkin hükümler vardır.

Mirasın Paylaşılması

Mirasın paylaştırılmasının talep edilmesi için kanunda herhangi bir süre öngörülmemiştir. Dolayısıyla mirasın paylaştırılması her zaman talep edilebilir. Mirasın paylaşılması mirasçıların anlaşması ile paylaşılması ve mirasçıların anlaşamaması ile paylaşılması olmak üzere iki şekilde olur.

  1. Mirasın Mirasçıların Anlaşması ile Paylaşılması:

Mirasçıların anlaşmasıyla paylaşma elden paylaşma ve paylaştırma(taksim) sözleşmesiyle paylaşma olarak iki şekilde olabilir.

  1. Elden Paylaşma (Fiili Taksim, TMK md. 676/1):

Mirasçılar aralarında hiçbir anlaşma yapmadan terekeyi fiilen paylaşmalarıdır. Örneğin mirasçıların bankada ki parayı çekerek aralarında paylaştırmalarıdır veya bir taşınmaz söz konusu ise birlikte tapuya giderek paylı mülkiyete geçiş talebinde bulunabilirler.

  1. Paylaştırma (Taksim) sözleşmesiyle Paylaşma (TMK 676/3):

Mirasçılar aralarında yapacakları adi yazılı şekilde ki bir sözleşme ile mirası paylaşabilirler. Mirasçıların adi yazılı şekilde yapacakları paylaştırma sözleşmesi hukuken geçerlidir. Ancak tapu sicil tüzüğünün 20. Maddesinde özel bir hüküm bulunmaktadır. Bu hükme göre mirasçılar adi yazılı şekildeki paylaştırma sözleşmesini alarak mirasçılardan her biri tek başlarına tapuda adlarına tescili sağlamaları mümkün değildir. Tapu sicili imza tasdiki aramaktadır. Ancak noterde düzenleme şeklinde miras paylaştırma sözleşmesi yapılırsa diğer mirasçıların gelmesine gerek olmaksızın her bir mirasçı tapuya giderek paylaşım şekline göre kendi payını adına tescil etme imkanına sahip olacaktır.

  1. Mirasın Mirasçıların Anlaşamamasıyla Paylaşılması:

Mirasçılar anlaşarak mirası paylaşamıyorlarsa mirasın paylaşılması için mirasçılardan birinin paylaştırma davası açması gerekir. Bu dava miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesinde açılır. Açılacak dava diğer tüm mirasçılara karşı açılacaktır. Bu dava herhangi bir süreye bağlı değildir. Açılacak dava yenilik doğuran bir dava niteliğindedir. Bu dava neticesinde mirasçıların elbirliğiyle hak sahipliği sona erer. Bu dava da ayni paylaşım(kimin ne kadar mal düşüyorsa varsa onun verilmesidir) esastır, bu sağlanamadığı halde mallar satılarak bedel paylaştırılır.

Mirasın Paylaştırılmasında Geçerli İlkeler

  1. İrade özgürlüğü söz konusudur. Taraflar anlaşıyorsa tarafların anlaşması üstün tutulur hâkim buna müdahale etmez.
  2. Eşitlik ilkesi geçerlidir. Bir mirasçın miras payı daha fazla olabilir ama paylaştırma esnasında payı fazla olan değeri daha yüksek malı alamaz. Her mirasçı eşit söz sahibidir.
  3. Ayni paylaşım esastır.
  4. Bilgi verme yükümlülüğü vardır. Her mirasçı terekenin paylaştırılmasını etkileyecek her hususu diğer mirasçılara bilgi vermek zorundadır.
  5. Ayni ikame esastır. Eğer terekede bir mal çıkmış ve onun yerine başka bir mal getirilmişse paylaştırma onun üzerinden yapılır.

Paylaşmanın Gerçekleşmesi

Dava yoluyla paylaştırmada hâkim iki aşama da işlemi sonuçlandırır. Hâkim ilk aşamada payları oluşturacak ve ikinci aşamada ise oluşturduğu payları mirasçılara tahsis edecektir.

  1. Payların Oluşturulması:

Paylar oluşturulurken terekedeki malların, hakların mirasın açıldığı andaki değeri belirlenecektir. Daha sonra tereke deki mirasçı sayısı ve miras payları oranında bu malları gruplar halinde toplayacaktır. Örneğin miras bırakanın bir eşi ve 3 çocuğu var ise her biri 1/4 oranında mirastan pay alacaktır. Dolayısıyla hâkim payları oluştururken 4 eşit değerde grup oluşturacaktır. Her grupta eşit değerde mal değeri koyacaktır. Örneğin hâkim bir gruba para bir gruba hisse senedi bir gruba araba bir diğer gruba ise bir taşınmaz koyacaktır. Ancak her gruptaki malların ekonomik değeri eşit olacaktır.

  1. Oluşturulan Payın Mirasçılara Tahsisi:

Hâkim oluşturduğu grupları mirasçılar arasında paylaştırır. Mirasçılar paylaşılacak gruplar konusunda anlaşırlarsa ona göre paylaştırılır anlaşamadıkları halinde kura çekilerek gruplar paylaştırılır.

Özel bir düzenleme olarak sağ kalan eş yasal miras payına mahsuben aile konutunun kendisine hak tanınmasını talep edebilir.

 

 

UYARI
Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde kullanılması hukuki ve cezai sorumluluk doğurur. Avukat meslektaşlar ve hukuk fakültesi öğrencileri makale içeriklerinden diledikleri gibi yararlanabilirler.

Add Comment